Sıkıntısız bir şekilde Naz’ın KBB ( bademcik ve geniz eti) ameliyatını atlattık. Halen evde ama bir sorunu yok. Pazartesi günü tekrar kaldığı yerden okuluna devam edecek.
Can’ın sünnetinde hiç bu kadar heyecanlanmamıştım. Stres olmamıştım. Can’ın sünnetini babamız yapmıştı çünkü. Ben bütün sorumluluğu babaya atmıştım. Rahat bir refakatçi modunda gidip gelmiştim hastaneye. Ama Naz’da öyle olmadı. Anestezisinden, ameliyat sonrası oluşabilecek, spazm, kanama, ağrı gibi nedenlerden dolayı acayip stresliydim. Bu sefer babamızdan bir fayda yoktu. O benden de panikti. Ortada hiç yoktu. Hatta cerrahi günü sabahtan bir tane sakinleştirici almış, biz kızımla odamıza geldiğimizde ilaçtan dolayı Ori’yi uyurken bulduk. Bütün gün Naz yatağında Ori çekyatta uyudular.
Ameliyat öncesi bir gece önce gece saat 23.00’te Afyonkarahisar Kocatepe Tıp Fakültesi KBB Kliniğinde önceden ayrılmış olan odamıza yatışımızı yaptık. Eğer isteseydik sabah erkenden de hastaneye gelebilirdik ama prosedür neyse ona uyalım, sağlıkçı yakınlarında yaşanan komplikasyonlarla karşılaşmayalım, diye düşündük. Sıradan bir hasta muamelesi görelim dedik. Çünkü tüm sağlık çalışanları bilir; mutlaka sağlıkçıların hastalarının teşhisi ya atlanır ya da mutlaka bir sorun gelişir. Bunu yaşamak istemedik.
Sabah 06.00’dan itibaren hastane hareketlenmeye başlar. Hemşire ablamız Naz’ın damar yolunu açtı, ameliyat önlüğünü giydirdi. Naz’da zavallım sessizleşti, sürekli ürkek buğulu bakamaya başladı. Naz’a her şeyi anlattık, günlerce süren ön hazırlığımız vardı yapılacaklarla ilgili.
Ameliyatı yapacak olan hocamız sabah vizitini yaptıktan sonra ilk vaka olarak Naz’ı ameliyathaneye aldılar. Çok şaşırdım ben ameliyathanenin önünde Naz’ı çalışanlara vermek üzereyken bana da bir yeşil giydirip içeri aldılar. Ben bize yapılan bir ayrıcalık gibi görürken, meğer hastanenin kuralıymış bu. Ameliyat olacak çocuklar anneleriyle içeri alınıyormuş ameliyat öncesi derlenme odasında birlikte bekliyorlar. Çok güzel bir uygulama bence. Çocukların hiçbiri ağlamadan içeri giriyorlar gayet sakince.
Naz’ın ameliyatı yaklaşık 45 dakika sürdü. Uyanırken de beni çağırdılar. Gene bıraktığım yerde kucağıma geldi Naz. Ameliyat sonrası derlenme odasında da birlikte bekledik. İnanamadım bu uygulamaya. Aileler için, çocuklar için ne kadar olumlu.
Odamıza geldikten sonra da bir problem gelişmedi çok şükür. Ziyaretçilerimizde bizi yalnız bırakmadılar sağ olsunlar. Akşam saat
Naz sürekli ağzı açık uyurdu, horlardı, burnu sürekli tıkalıydı. Ama şimdi sessizce ağzı kapalı bir şekilde uyuyor. Çok rahatladı. Yalnız sesi değişti. Biraz değişecek demişlerdi, ama ben bu sese alışamadım. Sanki Naz konuşmuyor da başkası konuşuyor Naz da pleybek yapıyor gibi geliyor şimdi.