16 Mart 2010 Salı


Bugün nedense depresif modaydım. Afyon’dan hiç bu kadar sıkılmamıştım. 3. yılımız burada geçirdiğimiz. Çok sık İzmir, Ankara, Eskişehir, Bursa seyahatleri yapmamıza rağmen hiç buradan gitmek istememiştim. Ama bu hafta sonu yapılan Bursa ziyaretinden sonra canım büyük şehirde yaşamak istiyor. En çok istediğim; İzmir Urla’da müstakil bir evde yaz kış oturmak. Deniz kokusunu her an duyabileceğim, istediğimde şehir hayatına kolayca katılabileceğim. Ama genelde sakin, yeşillikli, komşuluk ilişkileri iyi olan bir sitede oturmak. Hayallerim ne zaman gerçekleşecek bilmiyorum. Ama çocuklarım büyümeden istiyorum. Onlar büyüyünce bu kadar izole bir hayatı tercih etmeyecekler çünkü biliyorum.

Bursa gezisine gelince; kız kardeşim Zerrin orada yaşıyor. Onu ve sevgili oğluşu Batuhan’ı görmeye gittik. Bursa’dan ilk defa bu kadar keyif aldım. Çünkü sürekli görmemişler gibi alışveriş merkezlerine gidip koştur koştur alışveriş yapardık. Ama bu kez Bursa’yı Bursa yapan tarihi ve kültürel yerleri gezdik. Çok pişman oldum daha önce neden bunu yapmadığıma. ( Bugün hep pişman olma günüm sanırım.)

Üniversite döneminde tanıştığım ve İzmir’de yaşadığım yıllar boyunca da çok sevdiğim arkadaşlarım ve aileleriyle de görüşme fırsatım oldu. Çok uzun zamandır görüşmemiştik. Zerrin teyzemiz çocuklara baktı biz de böyle bir konfor içinde rahat rahat yemek yeme, eğlenme ve sohbet ortamımız oldu.

Keşke kardeşlerimden herhangi biriyle aynı şehirde yaşayabilme fırsatımız olsaydı. Anneler Zonguldak’ta. Ama Kardeşlerin 5’i de ayrı ayrı şehirlerde. Ne anladım ki ben bu işten. Yılda sadece birkaç kez görüşmemiz olabiliyor. Ne birbirimize ne de anne babaya faydamız yok. Hastalıkta, tasada ve sevinçte duygularımıza uzaktan ortak oluyoruz. Öğrencilik yılarında bundan rahatsızlık duymuyordum ya da böyle bir özlemim yoktu. Ama Eşim uzmanlığı’nı alıp Samsun’a küçücük bir bebekle tayin olup gittiğimde kimsesiz kalmanın, bir kardeş veya anne özlemi duymanın ne demek olduğunu o zaman anladım. İzmir’de de Zeynep vardı çünkü. Zeynep ablam benim. Her eve lazım ve her derde deva cinsten bir abla. Aynı ilde olduğumuzdan bu açlığı hiç hissetmemiştim. Ama artık onlarla olmak istiyorum.

OFFFF! Daha fazla yazamayacağım. Ağlayacağım çünkü…

6 yorum:

  1. insanlar sanirim kardeslerine ve ailelerine evlendikten sonra daha cok ihtyac duyuyorlar :) hislerini paylasiyorum, sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Çok kötüsün annemler gideli 3 gün oldu tam psikolojimi yavaş yavaş derken düzeltim derken hatta senden güç alırken yapılır mı bu bana...

    YanıtlaSil
  3. Bloglar arasında gezinirken yazınızı okudum. Bende evlendiğimden beri sürekli farklı yerlerdeyim ve ailemin yokluğunu hep hissediyorum. Keşke İzmir'de büyüdüğüm yerde onlara yakın oturabilseydim. İstanbul'dayken sık sık görüşüyroduk ama burada çok zor oluyor..

    YanıtlaSil
  4. böyle zamanlar çok olur bende insan sıkılır ağlamak ister.bak lahmacun çok iyi geliyo:)kendini bırakma o kadar sevmediği yerde yaşamak insanı dahada sıksada bak ne şehirler gezmiş görmüşsün polyana olmalı belki bazen.iki böcüğün için belkide olmalısın.sıkma canını güzel kadın.seni istanbulda görürüz belki bi gün.he ne dersin

    YanıtlaSil
  5. Bak ben de duygulandım şimdi.Büyük şehhrin keşmekeşliği yoruyor insanı.Ve herkes hayat mücadelesinde olunca daha az görüşülüyor.Ama yine de aynı şehirde olduğunu bilmek bile yetiyor insana..Klişe laflar etmiicem.Ağlamak istediğinde ağlamalı insan..sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  6. Canım ziyaretin ve yorumun için çok teşekkür ederim, temayı beğendiğine sevindim. Sevgiler, her zaman beklerim.

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails