10 Aralık 2010 Cuma

Çocuklar büyüyor, işler de zorlaşıyor sanırım!


Uzun zaman olmuş gene yazmayalı. Zaman akıp gidiyor. Yılsonu geldi bile. Günler 3’er 5’er geçiyor gibi geliyor. Can ve Naz’ın temposunda bizde kaptırdık gidiyoruz.

Can’ın okul maceralarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Gülüyorum çoğu zaman. Ama bundan ne kadar ders çıkartmak lazım bilmiyorum tabi. Sürekli öğrenmek için sorular soruyor. Ama ne sorular… İnsanın erkek çocuğuna cinsellikle ilgili bilgiler vermesi bir anne olarak beni zorluyor. Sınırları ve anlatış şekli konusunda tereddütlerim oluyor. “Acaba bunu söylemeliyim? Acaba bunu nasıl anlatmalıyım? Kendimizden örnek vermeli miyim?” gibi sürekli acabalar içindeyim. Babamızın hekim olmasından mı bilmiyorum ama dümdüz anlatıyor konuyu. Sansür uygulamadan. O yüzden yasakladım ona bu konularda konuşmayı.

En son dün akşam Can mutfaktayken geldi yanıma. Okulda bir arkadaşının pipisine ve testislerine tekme attığını, canının çok yandığını anlattı. Ben klasik gene “siz okula mı gidiyorsunuz, neden birbirinize şiddet içerikli davranıyorsunuz” gibi fırça nitelikli konuşmalar içindeyken babamız da tesadüf konunun üstüne geldi. Can’ ın tekme gelen yerini muayene ettikten sonra şakayla karışık

“ Oğlum bu senin en değerli organın. İlerde sana çok lazım olacak. Ona çok iyi bakman lazım” gibi konuşmalar yaptı Can’a.

Ama en sonunda da söylediği dün akşamdan beri çocuk nasıl oluyor sorusunu aklına düşürdü oğlumuzun. Çünkü Can ‘a “ oğlum yoksa ilerde çocuğun falan olmaz sonra ” dedi. Can da zaten çocukta bu aralar bir potansiyel var. Hemen kaptı konuşmayı.

Ve döndü bana dedi ki:

“ Anne! Çocukları anneler yapmıyor mu? Niye çocuğum olmaz dedi babam? ”

Allahhhhhhh korktuğum başıma geldi o andan sonra ve Ori ye “ayıkla bakalım pirincin taşını” dedim. Ori de başladı olayı anlatmaya “ yok sperm yok yumurta.”

Ama Can ‘ın merakı giderek arttı.

“Peki, spermler nasıl geçiyor?”

IghGhhhg!

Kıvırmaya başladım. Hani biz babanla birbirimizi seviyoruz ya, öpüyoruz ya diye. Ama Can “anne mantıklı şeyler söyle” dedi. “Çünkü ben seni öpüyorum, sana sarılıyorum. O zaman neden olmuyor? “ dedi ben kalakaldım.

İşte kem küm dediysem de. En son “oğlum sen büyüyünce bunları zaten öğreneceksin. Şimdi den kafanı karıştırma. “ Dediysem de olmadı.

Çocuk şüpheli şüpheli gitti. Bende “kendi anlattıklarımı ben bile anlamadım, o nasıl anlasın” dedim. Ama beceremiyorum. Çocuğun yaşına uygun anlatmayı bilemiyorum işte.

Üfff çocuklar büyüyor, işler de zorlaşıyor sanırım.

4 yorum:

  1. offffff zamane çocuklarına dert anlatmak ne zor.. ben hani birbirimizi seviyoruz -derken ikna olacaklarını düşündüm, düşünmek istedim, ama son cümle çok vurucu ve yıpratıcı olmuş sizin için.. çok mantıklı da soru.. Allah cümlemize kolaylık versin..sevgiler

    YanıtlaSil
  2. çocuklara ne kadar mantıklı şeyler söyleseniz de anlamazlarmış, boşuna uğraşmayın, çocukça cevaplar vermek en iyisi, ya da geçiştirmek, herkes sonuçta öğrenmiyor mu? :)

    YanıtlaSil
  3. ayyy çok korkarım ya ben pipisine hemde bence ailesiyle konuş bu önemli bişi.sonra ilerde başına dert açacak bi hastalığa bile yol açabilir.birbirlerine zarar vermesinler

    YanıtlaSil
  4. çocuklarımıza bazen nasıl cevap vereceğimizi şaşırıyoruz ben oğluma yalan söylediği zaman veya bir şeyi geçiştirdiğinde kıvırtma diyordum ..bu tip sorularla karşılaşıp geçirştirmeye çalıştığımda anne kıvırtma diyordu..büyüdükçe hem arkadaş oluyorlar hemde3 kendileriyle birlikte sorumlulukları büyüyor..sevgilerimle..

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails