17 Şubat 2012 Cuma

Yazık Hem de Çok Yazık...



Bu ülkede artık yaşamaktan korkar hale geldim. Günlük gelişmeleri izledikçe bir arap ülkesi olmak yolunda nasıl ilerlediğimizi, planlanan tüm aşamaların sessizce hatta artık aleni şekilde hayata geçirildiğini görüyorum. Kaldi ki ben ne siyasetten anlarım, nede bu konularda taraf olduğuma dair duygularımı dile getiririm.
Çoğumuzun istediği gibi sadece çağdaş, özgürlükçü, adaletli bir ülkede yaşamak arzusundayım. İsteyen türbanını taksın, isteyen mini eteğini giysin. Kimse diğerinin hakkını ihlal etmesin.

Ancak artık gerçekten endişeleniyorum. Bu nasıl bir taktik nasıl bir planlama ve nasıl bir güç ki artık ülkenin % 55 inin istemediği yaşam şeklini uygulamaya geçiriyorlar. Alınan kararlar, kanunlaşan tasarılar artık ülkeyi dönüşü zor olan bir hale sokuyor. Atatürk ü karalama politikaları o kadar açıkça yapılıyor ki ATA ya duyulan kin öfke öyle güzel gösteriliyor ki...

Bunun örneği de en son İstanbul da ki bir İmam Hatip Lisesinde çekilen fotoğraf...

ATATÜRK size ne yaptı?
Nedir Ona duyulan nefret?
Nedir Onun kazandırdıklarını yok etme çabası?
Nedir?


Gerçekten merak ediyorum.

Lütfen arkadaşlar tepkinizi gösterin. Lütfen sayfalarınızda bu foto ya yer verin.Yemek tariflerinizin arasında, kıyafet kombinlerinizin arasında bu tepkiniz yer alsın.

Çünkü geç kalmak artık an meselesi...

9 yorum:

  1. çok zavallı görünüyorlar bence.

    YanıtlaSil
  2. Zavallı olabilirler ama valla gidişat kötü...

    YanıtlaSil
  3. Atatürk olmasaydı bu kadar rahat davranabilirler miydi acaba? bunların sadece başları değiş dimağları da kapalı. yazık.

    YanıtlaSil
  4. Face'de gördüm bende bu resmi...Yazık çok acıdım bu gençlere sadece kafaları değil zihinleride kapalı olanlardan korkmak lazım...

    YanıtlaSil
  5. Bu fotoğrafı ilk gördüğümde gözlerim doldu ve inanamadım.Neyin kini bu ? Baktıkça içim acıyo.. o kadar haklısın ki söylediklerinde , herkesin birbirine,tercihlere saygı duyduğu bi ülkeye hasretim ben de...Daha güzel günler görürüz umarım
    Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
  6. Burda bu ulkede barıs ıcınde yasıyor olmaları
    cumhurıyet yoetımınde olmaları..
    Özgur olmaları
    Hatta musluman bı ulkede yasıyor olma sanslarını dahi
    ATATÜRK e borclu olan bu cocuklar
    kımler tarafından nasıl bı zıhnıyetle boylesıne zehırlenıyor da..
    Bu olmaması gereken tabloları goruyoruz ...
    Uzuntuyle karsılıyorum..

    YanıtlaSil
  7. Merhaba,

    Bunda bir kaç gün önce ERTUĞRUL ÖZKÖK'ün bir yazısı çıkmıştı İran'da ki rejim ve gençlik hakkında.
    İzninizle bunu paylaşmak istiyorum sizinle
    Hiçbir şey söylemiyorum....
    Bunlara bu özendikleri bu rejim yakışırmış demek istiyorum sadece o kadar...
    Serap

    ERTUĞRUL ÖZKÖK'ün yazısı
    Allah'ın gözyaşları
    ...
    İran’ın hiçbir zaman açıklamadığı, ama başka kanallardan elde edilen bilgiler arasında, o günlerde bölgeye gönderilen ilkyardım malzemelerinin listesi var.
    Bu listenin en üst sıralarında “Metadon” denilen bir ilaç var.
    Diyeceksiniz ki, bir deprem bölgesine ilaç göndermekten doğal ne olabilir?
    Hayır, mesele o kadar basit değil.
    Çünkü Metadon eroin ve morfin bağımlılarını tedavi etmek için kullanılan sentetik bir ilaç.
    Şimdi anlaşılıyor ki, deprem bölgesine giden ilkyardım ekiplerinin karşısına çıkan en ağır sorunlardan biri, uyuşturucu bulamayan bağımlılar olmuş.
    İlkyardım ekiplerinin enkaz altından çıkardığı bu insani dram, İslam Cumhuriyeti İran’ın karşı Karşıya bulunduğu en ağır gerçeklerden biri.
    Şimdi gelin bu gerçeğin derinlerine doğru bir gezi yapalım.
    * * *
    Birleşmiş Milletler’in 2005 yılı uyuşturucu raporuna göre İran, dünyada uyuşturucu bağımlılığının en yüksek olduğu ülke.
    Bu rapora göre 15 yaş üstü nüfusun yüzde 2.8’i uyuşturucu bağımlısı.
    Tabii şunu not etmeden geçemeyiz.
    Uyuşturucu kullanımı İran’ın kültürel köklerinde mevcut.
    Ama bağımlılık hiçbir zaman bu noktaya ulaşmamış.
    Üstelik 1979 yılında iktidara gelen İslamcı rejim, ilk günlerde uyuşturucuya karşı sıfır tolerans uyguladığı halde, bu noktaya nasıl gelindi?
    Alkolü hâlâ yasaklamaya devam eden rejim şimdi ne durumda?
    Sıkı durun.
    Hükümet artık kendisi afyon üretmeye başlamış.
    Daha da sıkı durun.
    Bazı iddialara göre, uyuşturucu bağımlılarına esrarı ve eroin iğnelerini hükümet veriyormuş.
    Ve şok iddia:
    1999’daki öğrenci ayaklanmasından sonra İslamcı rejim Tahran Üniversitesi civarındaki öğrenci yurtlarına uyuşturucu satıcılarının serbestçe girmesine izin vermiş.
    İran’da 500 bine yakın uyuşturucu satıcısı varmış.
    Bunların her biri en az üç, dört kişiye satış yapıyormuş.
    Ticaretin boyutu 5 milyar doları bulmuş.
    Rejimin izni olmadan bu kadar insan nasıl çalışabilir?
    Gençliğimizde Marksist abilerimiz bize, kapitalizmin “futbol aracılığıyla kitleleri uyuşturduğunu” söylerlerdi.
    Biz de inanırdık.
    Şimdi karşımıza başka bir gerçek çıkıyor.
    İslamcı rejim, bizzat uyuşturucuyla kitleleri uyutuyormuş.
    Bunu söyleyen ben değilim. Görevdeki bir polis memuru söylüyor.
    Hem de adını sanını saklamadan.
    “Allah’ın sevgili ülkesi” olması gereken bir yerde, bu insanlık dramı neden?
    Yine bir İranlı anlatıyor:
    “Kendinizi o insanların yerine koyun. İş yok, eğlence yok. Hayat sıkıcı. Rejimin empoze ettiği elbiseleri giymek zorundasınız. Gençler müzik dinlemeye bir bara gidemez. Bir kadeh içki içmeniz yasak.”
    Ve tabii hiçbir umut da yok.
    Hele hele son seçimdeki sonuçlardan sonra.
    Burada en çok “Eğlence yok” cümlesine takılıyorum.
    Bazılarının o kadar küçümsediği, yerden yere vurduğu “eğlencenin” demek ki büyük bir tedavi edici yanı varmış.
    Yani Türkiye’nin medya zenginliğinin yarattığı o renkli hayatın.
    Tahran’ın güneyindeki “Şehitler Mezarlığı” 8 yıl süren İran-Irak Savaşı’nda ölen insanların yattığı yer.
    Bu mezarlık şimdi uyuşturucu bağımlılarının dergâhı haline gelmiş.
    Gecelerini ve gündüzlerini bu hüzünlü coğrafyada geçiren yaşayan ölüler, bu mekânı, 1979’da dünyayı sarsan İslami devrimin de mezarı haline getiriyor.
    Ve şu acıklı sembolizme bakın.
    Bugünlerde İran’da yayılmaya başlayan yeni bir uyuşturucuya şu ad takılmış:
    “Allah’ın gözyaşı...”
    Allah o gözyaşlarını acaba ne için döküyor?
    O hüzünlü mezarlıkta sevinç gözyaşları dökülmeyeceğine göre, sakın kendi adına siyaset yapan bir rejimin sefaleti için olmasın...

    YanıtlaSil
  8. o kadar cahil insanlar ki Atatürk kılık kıyafet kanunu geldi diye sevmiyorlar birde puta tapmakmış Atatürk ün karşısında şstşklal marşını okutuyorlar diye bunun gibi o kadar sacmalık duyuyorum ki inanamazsınız. Güzel bir yazı ibretlik olmus

    YanıtlaSil
  9. Sizi tebrik ediyorum.
    ATATURK'umuze yapilan saygisizligi hic kimsenin afetmemesi lazim, onun sayesinde herkes diledigince yasiyor Turkiye'de, ama is isten gecmeden olum uykusundan uyanir umarim uyuyanlar...

    YanıtlaSil

Related Posts with Thumbnails